Kaliteli Sağlık Hizmeti Nedir? Nasıl Alınır? “Kaliteli Sağlık Hizmeti”nin hasta tarafından alınması veya sağlık çalışanı tarafından sunulması bazı faktörlere bağlıdır.. En önemli faktör eğitimli, bilgili ve deneyimli sağlık çalışanına sahip olmaktır. Takiben hastanenin gelişmiş teknoloji araçlarıyla donatılmış olması ve fiziki ortamın iyi olmasıdır.
Kaliteli sağlık hizmeti sunulan mekanlar belirli ölçülerde olmalı ve buradan yararlanacak olan hastaların normalden fazla olmaması gerekmektedir..Bu nedenle gelişmiş ülkelerde Aile hekimliği sistemi kurulmuştur.. Batıda çok başarılı şekilde uygulanan aile hekimliği sistemi maalesef biz de tam rayına oturtulamamıştır.
Sağlık ocakları neden kapatıldı?
Aile hekimliği sistemine niye geçildi?
Sağlık hizmetlerini sunarken hizmet sunulan yerleri kategorize etmek lazım..Bu nedenle sağlık ocakları veya yerine kurulan şu andaki aile hekimlikleri birinci basamak sağlık hizmeti olarak,bunun bir üst kademesi Devlet hastanelerinde ikinci basamak sağlık hizmeti; Eğitim araştırma hastaneleri ve üniversitelerin tıp fakültesi hastaneleri‘de Üçüncü basamak sağlık hizmeti olarak değerlendirilmelidir.
Aile hekimliği kurulurken amacı
İkinci Basamak devlet hastaneleri ve üçüncü basamak Eğitim araştırma hastaneleri ile üniversite hastanelerinin yükünü azaltmak oraya giden hasta sayısını düşürmekti.Aile hekimliği birinci basamak sağlık hizmeti olarak organize edildi.. Bu sistemin amacı grip, ishal, gastrit,bronşit,sinüzit,soğuk algınlığı gibi basit tedavi edilebilir hastalıkları aile hekimliğinde tedavi etmek ve diğer hastanelere gitmesini önlemekti..Aile hekimliği kurulduktan 2-3 ay sonra vatandaşın sisteme sıcak bakmaması ve tepkisi yüzünden oy kaybı korkusuyla bu sistem askıya alındı ve eskiden olan sağlık ocağı sistemiyle hizmet sunumuna devam edildi.. eskiden olduğu gibi hem sağlık ocağına hem devlet hastanelerine istediği zaman gitme alışkanlığına geri dönüldü.. Gerçek aile hekimliği sisteminde hastalar gerekmedikçe hastaneye yani ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerini sevk edilemez ayrıca hasta istediği zamanda hastanelere gidemez.. Aile hekimliğinde amaç budur. Şimdiki Aile hekimliği sistemimizde hastalara ilaç yazma basit hastalıkları tedavi etme ve bazı tahlilleri alıp hastaneye gönderme ötesinde çok fazla bir şey yapılmıyor.. batının 40-50 senedir uygulamakta olduğu gerçek Aile hekimliği sisteminde hangi hastalar hangi hastaneye gidecek programını ve randevu alınmasını aile hekiminin kendisi yapar.. Bu randevuyu alamayan hastalar ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetine gidemez..Bu sistem işlemez ise ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti sunan kuruluşlarının hasta sayısı daha fazla olacak,istenen kaliteli ve güvenli sağlık hizmetini sunamayacaktır.
Ülkemizde büyük hastaneler yapmak sağlıkta başarı değildir.Elbette fizik yapı ve binalarda önemli;ama esas önemli olan onların içinde hizmet sunan başta hekimler olmak üzere, hemşireler ve teknik elemanlar yani tüm sağlık personelinin iyi yetişmiş olması ve güvenli sağlık sistemi sunmasıdır..Yeni sağlık sistemimizde gerek devletten ve gerekse üniversitelerden kaliteli hekim ve teknik elemanların istifa ederek özel çalışması ile oralarda boşluk olmuştur.Dolayısıyla vatandaşa sunulan sağlığın kalitesi düşmüş,güvenli bir sağlık hizmeti alması engellenmiştir..
İstediğin yerden sağlık hizmeti almak boyalı ve güzel binalarda muayene olmak güvenli ve kaliteli sağlık hizmeti almak veya sunmak anlamına gelmez..Bundan 50-60 sene önce ABD ve İskandinav ülkelerinde yapılan bir çalışmada en ideal hastaneye 250 ile 500 yataklı hastane olduğu belirtilmiştir.Bundan daha büyük 1000-2000-3000 yataklı hastaneleri kontrol etmek, Yönetim olarak sevk ve idare etme, rahat ve güvenli sağlık hizmeti sunmak, enfeksiyonları kontrol etmek çok zordur.. Ayrıca büyük hastanelerde yardımlaşma,hizmet sunumu ve paylaşım sorunu vardır.. Konsültasyonlara giden hekimlerin ve acil durumlarda çağrılan ekiplerin büyük mekanlarda mobilizasyonu daha güçlü olmaktadır.. Hastanelerin ısıtma ve bakım giderleri daha fazla olmaktadır.. Hal böyle iken bizim ülkemizde büyük şehir hastaneleri, mega hastaneler yapıldı.. Sağlık Bakanlığı ve yetkililer bundan pişmanlar.. Ama verdikleri demeçte doğru da olmasa vatandaşımıza sunulan bu hizmeti vatandaşımız hak ediyor şeklinde görüşler belirtmişlerdir..
Bir ülkenin sağlık hizmetinin kaliteli olup olmadığını gösteren parametreler vardır.. tedavi edilen hastalıkla ilgili ölüm oranları, sakat kalma oranları nedir? Hastanede yatış günü oranları, hastayı tedavi etmek için kullanılan ilaç ve sarf malzemelerinin maliyetleri,hastalığın nüks edip etmediği göz önünde bulundurulmalıdır. Bunların ötesinde, ülkede bilimsel anlamda sağlık hizmeti verilip verilmediği yapmış olduğu bilimsel çalışmaların literatüre ve teknolojiye yansıtılması ile de ilişkilidir..
Dünya özellikle gelişmiş ülkeler koruyucu hekimlik sistemini ve toplum hekimliğini iyi uygulayarak hastalıkların oluşmasını engellemiştirler. Ancak son 10-20 sene içerisinde Küresel sermaye koruyucu hekimliğin uygulanmasını engelleyerek hastalıkların oluşmasını ve hastalanan kişilerin tedavilerinin hastanede yapılmasını önermektedirler ve bu doğrultuda teşvikler yapmaktadırlar.. Daha net söylemek gerekirse daha çok para kazanabilmek için daha çok insanın hasta olmasını istemektedirler