Ev sahibi olma zamanı mı? Evet hükümet önemli bir karar verdi, Türkiye‘de ihtiyaçtan fazla yapılmış olan konutların satılması için faizleri indirdi..
İlk bakışta doğru bir karar olarak görülüyor.Müteahhitlerin elinde kalmış olan daire, iş yerleri ve arsaların satılması, milli servetin heba edilmemesi herkesi memnun etti gözüküyor..
Konut alımlarında banka faiz oranları çok düşük düzeylere indirilince elinde bir miktar birikimi olan kişiler bankadan yararlanarak kredi alıp ev sahibi olma peşine düştüler. Kirada oturan kızım için de bir ev bakma gereği duyduk..Yeni yapılmış, lokalizasyonu iyi olan ayrıca pahalı olmayan ev bakma işine başladık.. bizim gibi pek çok insanın da bu amaçla dolaştıklarını ve daire baktıklarını gördük.. buraya kadar her şey normal gözüküyor..
Ancak Enteresan bir şey oldu; Konut alımı için kullanılacak faizin indiriminden önce konut satış fiyatları bir anda %15- %20- %30 oranında yükseltildiği görüldü..Bunu bazı alıcılar fark etti bazı alıcılar ise fark etmedi.. devletin bu imkanını fırsata çevirmek için yarışan müteahhitler ne kadar başarılı olacak hep birlikte göreceğiz.. müteahhitler ve ev sahipleri zaten yaptıkları konutlardan %100, %500 %600’lere varan kazanım elde ediyorlar.. bunu onlarda biliyor bizlerde biliyoruz.. Ama ne hikmetse “ölürüz de ucuz satmayız”takıntıları devam etmektedir.
Hükümet bu tavrıyla bankaların içini boşaltmayı ve vatandaşa kredi vermeyi göze almış durumda.. hepimiz biliyoruz ki alınan kredilerin en az %30’u geri ödenmez..Türkiye gibi halkı art niyetli olan Ülkelerde zarar %50‘lere varabilmektedir.. Bunun örneklerini daha öncelerde de yaşadık.. Geçmişte emlak bank ve Halk bankın içini boşaltanlar aldıkları kredilerin hiçbirini geri ödemediler. daha sonra devlette bunları yok saydı..Diğer bir konuda bugün alınan kredi Türk parasıyla geri ödeneceğinden devalüasyon ve enflasyonla zaten erimiş olacaktır. Yani herhalükarda devlet zarar edecektir.. peki bunu yetkililer bilmiyor mu? nasıl bilmez kardeşim;bal gibi biliyorlar.. peki o zaman neden yapıyorlar..Bu soruyu cevaplamak için iki nedeni tartışmak lazım.
Birincisi Türkiye 2007- 2010 yılları arasında Amerika’nın yaşadığı buhranı yaşamak istemiyor..Herkesin bildiği gibi Amerika’da Mortgage krizinin 2008 de tepe noktası yaşandı.. Bu kriz neden yaşanmıştı!? ABD tarafından vatandaşın düşük kredi faizi ile 20-30 yılda ev sahibi olma düşüncesi ile İhtiyaçtan fazla konut ve iş yeri yapımı teşvik edildi..2005-2006 yıllarında İhtiyaçtan fazla yapılan konut ve işyerleri ayrıca arsa değerleri düşmeye başladı.. sebebi krediyle ev almış olan vatandaşlar kredilerini ödeyemediğinden finansal kaynaklar ve bankalar zarar etmeye başladı.. ABD nin en büyük dördüncü yatırım şirketi olan Lehman brothers ve diğer bazı önemli şirketler battılar..Sonuç olarak konut ve arsa değerleri düşmeye başladı.. Bu dönemde ABD nin 10 trilyon $ zarar ettiği ve bunun yansımaları başta Avrupa olmak üzere tüm dünya olmuştur.. dünyadaki en büyük krizlerden biri 1929 yılında Amerika,kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde Yaşanmış ciddi bir kriz idi.Mortgage krizi bunlardan ikincisidir..
Türkiye Amerika’daki gibi bir mortgage krizi yaşamamak için elindeki konut ve arsaları elden çıkarmayı hedefliyor olabilir.%100 zarar etmektense %50 zarar etmeyi göze alarak bu işi yapabilir..
İkinci bir konuda hükümet ve Saray müteahhitlerin baskısına dayanamadı.. İflaslarının durdurulması istenmiş olabilir. Bizler baştan beri hep diyorduk betonlaşma ve yapılaşma marifet değildir bir ülkenin büyümesini Zahir’i olarak göreceli olarak artırır.. Ülkenin batısı ve güneyinin deniz kenarları ihtiyaçtan fazla yazlıklarla doluverdi. Yılda sadece 10-15 gün kalmak için kullanılan bu binaların yapılması mantık dahilinde midir?elbette bu ülkenin Yazlık-konut-iş yerine ihtiyacı var;ülkenin yollara köprülere ihtiyacı var.. Ama gerçek büyüme bunlarla olmaz. Ülkenin gerçek büyümesi yapılacak olan fabrikalar işletmeler, Üretim yerlerinin açılması kısaca üretimin ve sanayinin büyümesi ile mümkün olacağını söylüyoruz..