13.10.2014

Üniversitelerin amacı; bilimsel araştırma yapmak, yaptığı bilimsel araştırmalar ile toplumsal gelişmeye katkı sağlamak ve nitelikli insan gücü yetiştirmektir.Bu amaçları gerçekleştirmek için; bilim üreten, düşünmeyi ve bilim üretmeyi özendiren, bu tür etkinlikleri destekleyen ve bunları eğitim öğretim etkinlikleri ile bütünleştiren üniversiteler ile mümkündür.Bu bağlamda bu fikirlerin geniş kitlelere yayılmasında ve toplumun eğitilmesi, yönlendirilmesi ve bilgilendirilmesi açısından akademik çalışmaların yayınlanması büyük önem arz etmektedir.

Bu tanımlanan amaçtan da anlaşılacağı üzere esas amacı bilimsel araştırmalar,yenilikler ve buluşlar olan Üniversitelerin diğer bir görevi de toplumu eğitmek,bilgilendirmek ve toplumsal kalkınmayı sağlamaktır..

Eskiden Üniversiteler Toplumu geren ve toplumsal barışı zora sokan konularda da yorumlar yapar ve halkın doğruyu bulmasında önder olurlardı..

Şimdilerde hiç sesleri çıkmıyor,

Sanki bu ülkede hiç Üniversite yok,

Sanki bu ülkede hiç bilim adamı yok,

Onların konuşmasına, yorum yapmasına gerek yok,

Onların yerine her gece TV kuşları konuşuyor,

Uzaktan kumandalı tipler mangalda kül bırakmıyor,

Aynı kişilerin kafalarını,yüzlerini görmekten bıkkınlık geldi gayri..

Bu kiralık adamların yanı sıra İslamiyet ve Müslümanlık adına ahkam kesenler de çoğunlukta,

Gerçek Hadis ve sünnetlerin yanında eski din alimleri ve imamlarında sözlerini ezberledik,

Patatesin üzerinde veya ağacın kovuğunda “Allah,Bismillahirrahmanirrahim” yazılarını bulanlar çağın en büyük buluşu olarak ortaya çıkmakta,gavur dediğimiz insanlar-bilim adamları da “Kanserin nedenleri ve tedavisi”ni araştırmaktadır.

Bu ülkede Rahmetli Prof.Dr. ihsan doğramacı ile YÖK(Yüksek Öğretim Kurumu)kuruldu ve halen devam etmektedir..

Bu YÖK ki İktidar İktidara gelmeden önce seçim beyanlarında YÖK’ü YOK edeceklerini söylemişlerdi.Demek ki o kadar zararlıydı,Islahına değil kaldırılmasına gerek vardı..

Sonra ne oldu da bu fikirden vazgeçtiniz?

Kafanıza taş mı düştü?

YÖK ‘ü ele geçirince onu kullanmaya karar verdiler,

Yeni Üniversiteler,hem de istemediğin kadar açtılar..Bir anda 92 olan Üniversite sayısı 200 lerin üzerine ,Tıp fakültesi sayısı da 39 dan 80’lere çıkarıldı..

“Yaho kardeşim ne kadar güzel bak ,bilimin ve hizmetin yolu açılıyor,daha ne konuşuyorsun “ diye bana çıkışanlar olacaktır..

Ama kazın ayağı öyle değil,bunlar Üniversiteleri kendi yandaşlarına,dindaşlarına akademik kariyer yapmak ,koltukları kapmak için açtılar..Ülke içinde öğretim elemanlarının olmadığı Üniversitelerle dolduruldu..Hiç birinin Liseden farkı yok..cemaatçı,tarikatçı,İmam hatip kökenliler bir bir doçent,profesör unvanına kavuştular..Ders vermeye ve ameliyat öğretmeye veya yapmaya gelince kaçtılar..Kaçmayanlar da  morbidite ve mortalite(Sakatlık ve ölüm)sayılarını artırarak öğrenmeye çalıştılar..Üniversitelerde ve Eğitim Araştırma Hastanelerinde yandaş ve dindaş olmayan kaliteli hekim kalmadı..Hatta yandaşların da bazıları ayrıldı..Sağlıkta kaliteli ve güvenli hizmet alma dönemi sona erdi.

Üniversiteler bilimden uzak,araştırmalardan uzak ,kadrolaşma için kurulmuş kuruluşlar konumundadır.

Rektörlerin hemen hemen hepsi de yandaş olduklarından o Üniversitelerden toplumu aydınlatacak,yanlış gidişata dur diyecek açıklamalar maalesef çıkmıyor,çıkarılmıyor..

Onların yerine açıklamaları Ulemalar ve din alimleri!!! Yapmaktadır..

Ne kadar acı değil mi?

.