27.09.2014
Yıllardır şu Milli Eğitimimiz yerlerde sürünür,
Her gelen iktidar kendine göre bir müfredat yapar,
He gelen kendi ideolojisine göre eğitimimizi şekillendirir,
Olan zavallı çocuklarımıza,ailesine ve Türk halkına olur,
Çocuk perişan,yarış atı gibi gece gündüz koşturur,ders çalışır,gerekli ve gereksiz ne kadar bilgi varsa onları öğrenirler,hatta konunun detayına inmeden imtihanlara yönelik formüller ezberlerler,
Aile perişan,çocuklarını iyi bir eğitim kurumuna yerleştirmek için didinir dururlar.Maddi imkanlarını zorlayarak çocuklarını okutmaya çalışırlar..
Türk halkı perişan,çünkü yetişen çocuklardan bilim adamı olmaya elverişli olanlar maalesef yok gibidir.
Milli Eğitimde eskiden İmam Hatiplilere Üniversite imtihanlarında “katsayı” denilen komik bir uygulama yapılırdı..O zamanlar bu uygulamanın haksızlık olduğunu söylerdik,ama kimseye dinletemezdik..Amaç Müslüman çocukların önemli mevkilere gelmesini önlemekti..Yılarca bu ülkede Milli Eğitimde bazı locaların etkisi oldu,önemli kolejlerde ve devlet okullarında belirli kesimin çocukları okutuldu ve bürokrasiye onlar sahip oldu..Bizler o zamanlar dış kapının mandalıydık..
Şimdilerde devir değişti,İmam Hatipliler ve Cemaatler Milli eğitime yön vermeye başladılar..Haksızlıklar diz boyu..İntikam alırcasına zavallı masum çocukların haklarını gasp ediyorlar..Öyle bir gasp ediyorlar ki üzülmemek ve vahlanmamak elde değil..Çocuğunuz SBS veya ÖSS ye girecek ,gece gündüz çalışıyor..Cemaat elemanları soruların cevaplarını veya şifrelerini kendi adamlarına veriyor..Tulum çıkarıyorlar..Senin-benim çocuğumun hakkını çalıyorlar..Hatta KPS sınavına giren karı-koca 100 üzerinden 100 alıyorlar..Fire yok..Alın teri yok..Bunun adı Müslümanlık olabilir mi.?Müslümanlık kisvesi altında gerçek Müslümanları rencide ediyorlar..
Temel Eğitimden Orta Eğitime Geçiş (TEOG) sistemi kapsamında liseye yerleştirmelerinde yaşanan skandallar artık velileri usandırdı. Çocuğu istemediği için ya da evinden kilometrelerce uzaktaki bir okula yerleştirilen velilerin çilesine nakiller de çare olamadı. Nakilde umudunu kesen kimi veliler çocuğunu özel okula kaydettirirken kimileri de açık öğretime kaydını yaptırdı. MEB’nin öğrenci ve velileri perişan eden liselere yerleştirme sıkıntısına bulduğu çözüm; yığılma olan okullarda ikili eğitime geçilmesidir. Yani sabahçı ve öğlenci uygulaması ile sorunun çözüleceği ifade edilmiştir. Bu sistemle eğitim kalitesinin düşeceğini hepimiz bilmekteyiz. Yetkili kurullara , yetkili organlara danışılmadan yapılan yanlış uygulamalar çocukları, aileleri ve Türk halkını canından bezdirmiştir.
Son zamanlarda Siyasi otorite Müslüman gençlik!!! Yetiştirmek için kolları sıvadı..Hedef Tüm öğrencileri İmam Hatipli yapmak..Bunun için hemen her yere İmam Hatip okullarına kayıt çağrısı asılmış,kolaylıklar sıralanmış..Aslında amaç Müslüman gençlik yetiştirmek değil,arka bahçe oluşturmak..TÜRGEV vakfı da bu amaçla kuruldu..İşin daha da vahim yönünü yeni öğrenmiş oldum..Bir okurumun bana yazmış olduğu mektuptan da anlaşılacağı üzere önemli Anadolu kolejlerine çocukların girişindeki taban puanların kaldırılmasıyla İmam Hatipli öğrencilerin de bu okullara kaydolmaları ve hatta yatay geçiş yapmaları sağlanmış oluyor..Şimdi sizlere okurumun yazmış olduğu mektubu aktarıyorum,buyurun birlikte okuyalım;
“Günaydın Necmi Bey;
Hocam son zamanlarda eğitim alanında manasız köklü değişikliler yapıldı.Öğrenciler mağdur edildi,her şey birbirine karıştı..Öğrencilerin hakları gasp ediliyor..Türkiye’de İmam Hatip okullarına diğer öğrencilerin haklarını gasp edecek şekilde ayrıcalıklar tanınmaya başlandı.. Bir de bunlara Milli Eğitimin geçenlerde sessiz sedasız okulların taban puanlarını kaldırması eklendi maalesef .Ben bununla ilgili köşe yazısı yazmanızı istesem sizden,eğer mümkün olursa.Herkesin bundan haberi olmalı , hesap sorulmalı.Bir Ülkenin kalkınması için en önemli unsur olan eğitim şu an can çekişiyor.Gerçekten eğitimi o kadar berbat bir duruma soktular ki çocuklarımız adına üzülüyorum.Artık yapılanlara dayanmak çok zor. Şuan 10. sınıfta okuyan bir öğrenci SBS sınavında belli bir taban puana göre okuduğu okullara yerleştirilmişti.. Her okulun bir taban puanı vardı .Örneğin Burak Bora 480, Kadıköy Anadolu 490 Kabataş yine aynı puanlarla öğrenci aldı. Fakat geçenlerde Milli Eğitim sessiz sedasız okulların taban puan uygulamasını kaldırarak öğrencilerin ara sınıflarda okuldan okula geçişini kolaylaştırdı. Yani 480 puanla öğrenci alan Burak bora Anadolu Lisesine,300 puan alan bir öğrenci de gelebilecek. Bu nasıl bir uygulama okulların elbette belli kaliteleri var, İmam Hatip hazırlık okuyan bir öğrenci sadece Türkçe ve İngilizce sınavına girerek istediği okula geçebilecek…Şimdi öğrenciler şunu söylüyor “biz bir sürü emek vererek,gece gündüz çalışarak Anadolu lisesinde okuma hakkını elde ederken,emek sarf etmeden bu okullara kayıt yaptıracak olan öğrenciler bizim haklarımızı gasp edecekler” diyorlar.Bunlardan biri de benim kızımdır, kızım her gün 600 soru çözerek SBS ‘ye hazırlandı, İyi bir Anadolu Lisesinde okumak için 3 yıl boyunca dershaneye gitti. Görüyorum ki hiç gerek yokmuş bu kadar kasmaya zaten 300 puanla da bu okulda okunabiliyorsa ben ve kızım ne için mücadele verdik.Bu uygulama her iki öğrenci grubu için de sakıncalı. Sınıftaki öğrencilerin tamamının zeki olduğu bir okula gelen orta seviyeli bir öğrencinin psikolojik durumu ne olacak.Öğrenci zorlanacak belki de okuldan soğuyacak.Bu nasıl bir eğitim, bu nasıl bir uygulama.Biz çocuklarımızı kendi Ülkemizde okutamayacak mıyız.Bunun sonu daha da kötüye gidiyor. saygı ve sevgilerimle.”
Yazıyı okudunuz,sanırım benim anladığımı siz de anlamışsınızdır..
Demek ki Orta sınıf Türk halkı eskiden de “dış kapının mandalıydı şimdide dış kapının mandalı”..
Eskiden birileri hakkımızı gasp ediyordu şimdilerde de birileri çocuklarımızın ve bizim haklarımızı gasp ediyorlar..Yani kul hakkı yiyorlar..
Hiç kimse şunu dememeli;”Efendim eskiden yapılırken nerede idiniz,şimdilerde biz yapınca mı aklınız başınıza geldi”..Böyle bir mantık ve düşünce olmamalı,olamaz da..
Bir de buna “Milli Eğitim” diyorsunuz,bunun neresi Milli..
Çok üzülüyorum, bu ülkenin Sağlıkta ,Milli Eğitimde, Adalette belirli standartları maalesef yok..Her gelen iktidar kendilerine göre işlem yapıyorlar..Öğretmenlerin atanmasında bir atama yönetmeliği getirilmişti,hepsi o kadar..Ama Çocuklarımıza nasıl bir eğitim verileceği konusunda eğitimin bir standart’ı olmadığı gibi sağlık hizmetlerinin sunumunda da belirlenmiş bir standart maalesef ülkemizde yoktur.
Hukuk ve sosyal bir devlet olmamıza rağmen maalesef adaletin işleyişin de de belirlenmiş standartlarımız yoktur..