Herkes haddini bilmeli
Türkiye artık eski Türkiye değil
Maşallah eski hastalıklardan kurtulmuş Şah’a kalkmış bir Türkiyemiz var.
Nobel tıp ödülleri dahil tüm nobel ödüllerini dağıtan İsveç..Korona virüsü salgınında eli ayağı birbirine dolanmış.. hangi hastayı nasıl tedavi edeceğini bile bilemiyor.!!!neredeyse gariban bir Türk hastayı öldürüyordu..duruma müdahale ettik ve uçağımızı gönderip hastanın canını kurtardık ve İsveç’e haddini bildirdik.
Sadece bu kadar mı? Tabii ki hayır; biz Amerika,İngiltere ve hatta 10-15 ülkeye dahi maske ve solunum cihazları göndermiş bir ülkeyiz.. efendim Muhalifet ağzına dolamış neymiş efendim “ülke içinde devletin verdiği maskeleri bile dağıtamıyor muşuz.!!!”bunlar safsata şeyler;muhalefet İktidarı kıskanıyor
Gelelim esas konumuza; Pandemi konusunda sağlık bakanlığımızın vermiş olduğu mücadele takdire şayan..Fahrettin kocayı kutlamak lazım.. 10 Ocak’ta BİLİM kurulu kuruluyor ve alınacak önlemler o zamandan karara bağlanıyor.. burası çok önemli.. 27 Aralık‘ta Çin’de açığa çıkarılan salgından 13 gün sonra biz tedbirlerimizi almak için gerekli girişimleri yapıyoruz. Tehlike geliyorum derken önlemleri alıyoruz ama yurtdışı seyahatlere özellikle de 20-30.000 kişinin Suudi Arabistan da umreye gitmesine müsade ediyoruz..umreden dönen kafileler rahatça yurda giriyor; son kafile ise karantina altına alınıyor.. diğer ülkelerden gelerek ülkeye giriş yapan kişiler de karantinaya alınmadan yurda girebiliyor.Sağlık bakanlığı bilim kurulu almış olduğu kararları Sn cumhurbaşkanına sunuyor. Devletin üst kademesi bazı kararlara uymuyor, tabi burada yöneticilerin haklılık payı olabilir.Sağlık bakanlığı bilim kurulu sadece Pandemiyi idare ediyor; devlet üst kademesi ise ülkeyi yönetiyor.. Bu anlamda bütün kararlarına uymak zorunda değil. ülkenin menfaatleri ve ekonomisini de düşünmek zorundayız..Bence sağlık Bakanlığı’nın Pandemide uygulamış olduğu filiasyon yöntemi de son derece başarılı gidiyor.. Bu anlamda Sezar’ın hakkını sezara vermek lazım..
Tekrar İsveç konusuna döner ve olayı İrdelersek; söz konusu bir Türk vatandaşımız orada Covid testi pozitif çıkıyor.. İsveç’te doktorlar kendisini kontrol ediyor yatmasına gerek olmadığını söyleyerek evinde İlaçlarına kullanmasını öneriyorlar.. Bu arada hastanın kızı devamlı olarak tweet atarak Türkiye‘yi taciz ediyor..Türkiye bunun altında kalır mı
Hemen bir uçak gönderiyoruz ve aileyi oradan aldırıyoruz.. Türkiye geldikten sonra yapılan incelemelerde hastanın durumun ağır olmadığı bu nedenle yatmasına gerek olmadığı kararı veriliyor, ancak ayıp olmasın ve eleştirilmesin diye evine gönderilmiyor,hastanede müşahade altında tutuluyor.
Konuyla ilgili olarak Sağlık Bakanı fahrettin kocaya basın mensupları soruyor; “İsveç’ten gelen hasta sizin akrabanız mı onu tanıyor musunuz?” El cevap “onu hiç görmedim akrabam da değildir” Bir gün sonra sosyal medyada çekilmiş olan bir video-VTR dolaşıyor.. hastanın annesi olan kişi sağlık Bakanı‘nın akrabası olduğunu söylüyor.. eğer bu VTR doğruysa Fahrettin Koca gibi başarılı bir adama yakışmadı.. sağlık bakanlığı gibi bir makamda olmasaydın kamufle edilebilirdi ama o makam bunu kaldırmaz.. Bu da Bakanı Fahrettin Kocanın acemiliğine gelmiş olmalı
Suudi Arabistan’a İşçi olarak gidip çoluğu çocuğu İçin ekmek parası peşinde koşan 120 işçimiz yurda dönemiyor, mağdurlar.. İsveç’ten özel uçakla getirdiğiniz zengin adamın yerine Bu işçileri aldırsaydınız daha doğru olmaz mıydı? Onların buna hakkı yok muydu? Türkiye‘nin gücünü göstermek için yurtdışına göndermiş olduğunuz sağlık yardımları yanı sıra bu işçilere de göz kulak olmanız gerekmez miydi? Ama esas verilmek istenen mesaj ;” Türkiye öyle bir güçlü ülkedirki bir vatandaşını dahi yurtdışında bırakmaz”ise doğru yapılmıştır!!!
Bunları yazarken asla milletimizi küçük görmüyorum, bizler yani Türkler şanlı şerefli insanlarız, en kritik dönemlerde dikine durmasını da biliriz. Sabrımızın en son damlasına kadar bekleriz gerekirse Çanakkale boğazını yine kaparız,düşmanı Ege denizine tekrar dökeriz.. bunda bir sıkıntı yok.. yanlışlarımızı dile getirerek doğruyu bulmak zorundayız.. Ülkenin çok sesliliğe ve demokrasiye ihtiyacı var.. Çok farklı fikirlere gereksinim var. Tek bir kişinin düşüncesi ile idare edilen ülkelerde bilim ve demokrasi olmaz.