Herkesin hayalinde yaşamını sürdüreceği bir yer vardır… Kimisi köyde, kimisi mezırede, kimisi yaylada, kimisi büyük şehirlerde, kimisi de yurt dışında yaşamak ister… Doğrusunu isterseniz hayalsiz yaşamın bir tadı olmuyor… Hayal fakirin ekmeği, umutsuzların umut ışığı, ruhsal bozukluğun olmaması için çok etkili bir ilaçtır. Hem de bedava… Kilo ile metre ile satılmıyor… Sadece biraz zaman… Başka şey düşünmeden, Güzel şeyler görmek, hayal etmek ve onlara kavuşmak… Olmayan parayı elde etmek, yaşamayı düşündüğün evi satın almak, son model bir otomobile sahip olmak, şirket kurmak, holding sahibi olmak, bir yörenin valisi olmak, bakan olmak, başbakan olmak… Hatta neden olmasın Cumhurbaşkanı olmak…
Yine hayal gücü ile ;ABD’nin gücünü yok edecek teknolojik güce sahip olmak, Obama’yı ayağına getirtmek ve ona “Dikkat edin bundan sonra karşınızda biz varız, Türk dünyasını yok sayamazsınız… Artık bizim istediklerimizi göz önünde bulundurmak zorundasınız… Yoksa… Yoksa sizi 24 saat içerisinde yok ederiz… Yetmez Barzani ve Celal Talabani’ye hatta İmralı Canisine uzaktan mesaj göndererek kulaklarını çekmek yeterli olacaktır. Onları muhatap almadan kulaklarını çekmek ve yola getirmek zor olmasa gerek…
Dinimizde hayal etmenin ne demek olduğunu hangi boyuta kadar caiz olduğunu, dindeki yerini bilmiyorum… Ama kötü şeyler düşünmedikçe, adam öldürmeyi planlamadıkça herhalde hayal etmede dinen bir sıkıntı yoktur diye düşünüyoruz. Bunu Cübbeli Ahmet Hoca’ya sormak lazım… Peki Cübbeli Ahmet Hoca’yı bulamazsak Zekeriya Beyaz hocaya sorsak olmaz mı?… Aman aman… Maazallah, haşa… Adamın hayali bile korkunç… Hayalimizi kötü yönde etkiliye bilir… Adam ayrı bir din bilgini, Ulema… Görünüşü bile bizi korkutuyor… O nedenle hayalimize girmemesi daha iyi… Cübbeli Ahmet Hoca’ya razıyız… Hem sevimli hem desturlu ve işe yarar dini bilgiler bize sunuyor… Fırsatını bulursak Ahmet Hocaya bu konuda soru sormayı düşünüyoruz.
Hayal alemimiz geniş değilse ne yapmamız lazım… Vallahi o zaman bu ülkede yaşamamak lazım, bu ülkeyi terk etmek lazım. Neden bu ülkeyi terk etmek lazım konusunda bazı açıklamaları yapmak durumundayız. Hayal aleminden yoksun olanlar mutlaka bu ülkeyi terk etmeliler. Aksi halde psikolojik dengeleri tehlike altındadır. Realist ruhlu samimi insanların bu toplumda işleri yoktur. Bu ülkede yaşamayı sürdürmek isteyenler biraz nemelazımcı, dalgacı, vurdumduymaz, olaylardan etkilenmeyen, rahat insanlar olmalılar. Bu kalıba uymayanlar sağlıkları açısından derhal bu ülkeyi terk etmek zorundalar. Bir başka ülkeye… Bir başka diyara göç etmek zorundalar.
Ülkemiz cennet bir ülke… Dört mevsimi aynı anda yaşayan bir ülke… Her türlü zenginliğimiz var. Neden ülkemizi kötülüyorsun diye bize çıkışabilirsiniz. Haklısınız bunda ülkemizin hiçbir suçu yok, özür dileriz yanlış tanımladık, bu ülkede yaşayan, bu ülkeyi yöneten insanların suçu var demek istedik… Sürçü lisan etmiş olduk… Affola…
Ülkemizin avantajları ve dezavantajları nelerdir? Ülkemizde yaşayanların avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Ülkemizin avantajları
- · Coğrafi olarak önemli bir konuma sahip
- · Dört mevsimi aynı anda yaşayabilirsiniz
- · Her türlü yeraltı ve yerüstü zenginlikleri ve verimli toprakları var
- · İstediğiniz yerde istediğiniz mülkü alabilirsiniz yeter ki paranız olsun
- · Vergi kaçırma cennetidir
- · Adam öldürenler, caniler, bölücüler, eyyamcılar bu ülkede kendine yer bulur.
- Halkın önemli bir kısmı hala cahil olduğundan parti kurarak oylarını almak çok kolay olabilir ,yeter ki dine karşı olmayan bir parti olsun.
Ülkemizin dezavantajları
- · Çevresi kötü komşularla çevrilidir
- · Kendisinde yaşayan insanların çoğu art niyetlidir, üretmeden, herhangi bir çaba sarf etmeden yaşamayı ilke edinmişlerdir.
- · Bölücülük, ayrılıkçılık bu ülkede pirim yapar, çok bağıranın haklı olduğu kanunsuzluğun yaşandığı başka bir ülke var mı? Demokrasi kişilere, örgütlere, etnik gruplara ve ayrılıkçılara göre tanımlanmıştır.Ülke aleyhinde ne kadar konuşursan o kadar pirim yaparsın,
- · Vergi kaçırma, adam öldürme, işkence, hırsızlık, yalan konuşma maalesef çoktur.
- Ülkemizde bilim ve bilim adamı maalesef yoktur.Çok az bilim adamımız vardır,onlar da şahsi çabalarıyla olmuşlardır..Bugün ülkemizi müteahhit devlet konumundan çıkarmanın ve çağı yakalamanın tek çıkar yolu bilim yapmak,bilim adamı yetiştirmek ve teknoloji üretmektir ..Gerisi teferruattır..Adam ve ülke kandırmadır..
Ülkemizde yaşayan insanların avantajları
- · Sokakta, cami köşelerinde kendini acındırarak para toplamak daha doğrusu dilencilik yaparak geçinmek mümkündür,özellikle bunu cami yapma veya kur’an kursu açma adıyla yapıyorsanız çok daha verimli olur.
- · Lise, ortaokul hatta ilkokulu bitiremeden toplumda kendine yer edinebilmek için sayısız fırsatlar vardır. Bu nedenle ocakların, tarikatların, gizli örgütlerin içine girmek veya üye olmak kendini ispatlamak için yeterlidir.
- · Makam mevki sahibi olmak için liyakat sahibi olmak veya bilgili olmak şart değildir. Partili olman veya aynı ideolojik düşünceden olman yeterlidir.
- · Çok çalışmak, bilim adamı olmak, kafa yorarak bir şeyler icat etmeye çalışmak fuzuli işlerdir. Bu ülkede parazit yaşamak mümkündür.
Ülkemizde yaşayan insanların dezavantajları
- · Dürüstçe çalışmak, bilgi sahibi olmak için devletin sağlaması gereken imkanlardan yararlanamazsın.Siyasi otoriteye yakın olmak ,yandaş olmak veya bir cemaatten olma mecburiyetin vardır.
- · Demokrasiyi içine sindirerek yaşama imkanın maalesef yoktur. Demokrasi ve özgürlük kavramları yeterince işlenmemiş, kanun ve yönetmeliklerle belirlenmemiştir.
- · Eğitim ve öğretimin çarpıklığı nedeniyle bilim adamı yetiştirme çalışmaları maalesef yetersizdir. AR – GE laboratuarları ülkemizde henüz kurulmamıştır.
- · Emeğin karşılığı çok çalışmaya göre değil, işini iyi bağlayana göre belirlenir.
- · Mahkemede hakkını aramaya çalışırsan adaletin sonucunu görmeden bu dünyadan göçebilirsin.
Maalesef güzel ülkemizin çirkin manzaraları bunlar… Daha güzel şeyler yazmak isterdik. Bu saydıklarımızın bir kısmı Osmanlı döneminde de vardı, Cumhuriyet’in kurulduğu yıllarda da vardı; Şimdi de var… Bunları değiştirmek devleti idare edenlerin yani hükümetlerin ve bürokratların görevidir diyebilirsiniz. Ancak bunların tamamını düzeltmek milletin zihniyeti ile de alakalıdır. Bu sorun sadece şuandaki hükümetin ve bürokratların sorunu değildir. Yukarıdaki saydığımız olumsuz maddelerin çoğu bugünkü hükümetin düzeltmek istediği konulardır. Bunların düzeltilmesi için sadece iktidarın çaba sarf etmesi yetmez; muhalefet partilerinin, ilgili kurumların ve topyekün milletin çaba sarf etmesi gerekmektedir. Coğrafi olarak çok güzel bir konumda olan ülkemizi hukuk devleti, sosyal devlet yapısına kavuşturmamız için gerçek demokrasi ve barışı topluma sunmak zorundayız. Böylece hem özgüvenimize kavuşmuş olacağız hem de ülkemizi çağdaş ve demokratik ülkeler seviyesine çıkarmış olacağız… Hayalimiz bu olmalıdır… Eğer bunu sağlayabilirsek hayal aleminden de kurtulmuş olacağız. Yaşam için kafamızda bir başka ülke araştırmayacağız…