Egemen Güçlerin Oyunu ve Oyuncular

06.10.2014

Sahi bu BOP projesi neydi acaba? Hatırlayanınız var mı?

Yıllar ne çabuk geçiyor, nasıl da unutuyoruz..

Büyük Ortadoğu Projesi Egemen güçler tarafından ortaya atılmış,

Piyon olarak da Türkiye seçilmişti, amaç ılmlı İslamı oluşturarak  katı ve demokratik olmayan İslamı ve onu yaşayan ülkeleri yıkmak, onları parçalara ayırarak tıpkı Yugoslavya, Sovyetler birliği gibi sınırlarını değiştirmekti.

ABD ye göre bu projenin amacı Ortadoğu ve yakın çevresi coğrafyasında yer alan ülkelerde batılı anlamda demokrasinin sağlanması, terörizmin ortadan kaldırılması, ekonomik ilişkilerin arttırılması ve ekonomik işbirlikleri sağlanarak bölgenin istikrara kavuşturulmasıdır.Diğer bir yandan da 1920 de İngiltere tarafından çizilen sınırların yeniden gözden geçirilmesidir. ABD’ye göre yanlış çizilen sınırlar yüzünden bölgede terörizm ve istikrarsızlık oluyor, bölge kaynakları yanlış ülkeler tarafından kullanılıyor. Bu noktada ABD 1920’de İngiltere’nin yaptığı gibi bölgede böl ve yönet taktiğini uygulamaya sokmaya çabalıyor ve bunun içinde İsrail’i kullanıyor.

 

Bu proje ne zaman başlatıldı?

Zamanın ABD başkanı W.George Bush vatikandaki Papadan Bizim hoca efendiye randevu alması ile ”Hoş görü ve dinler arasında diyalog” kavramı başlatılmıştı. Projede İkinci görevli kişi de BOP eş başkanı sıfatıyla 2002 seçimlerinden sonra görevine başlamış Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıdır..Ve halen bu görevini kusursuz olarak sürdürmektedir.ABD eski dış işleri bakanı Condoleezza Rice  bir konuşmasına Ortadoğuda Fas’tan Pakistana kadar 20 ülkenin sınırlarının değişeceğini,Ortadoğu ve İslam ülkelerine Demokrasi ve barış getireceklerini söylemiş ve düğmeye basmışlardı.

Aslında bu proje İsrail tarafından ortaya atılmış,İslam ülkelerinin kolay yutulur lokma haline dönüştürülerek Vaat edilen toprakalara ulaşmasını sağlamak ve ABD çıkarlarını korumak için başlatılmıştı..

BOP projjesinin Sağlıklı yürümesi için Atatürk ilke ve inkilaplarının,ABD karşıtı düşüncelere sahip I.Cumhuriyetçilerin, komutanların,yazarların ve bürokratların yok edilmesi gerekiyordu..Ayrıca TC ye karşı bölücü unsurların kullanılması,İstiklal mahkemelerinde yargılanıp ceza gören veya asılan hilafet yanlıs İngiliz ajanlarının çocukları ve torunlarının önemli mevkilerde görevlendirilmeleri,Dini inançları gereği askeriyeden atılanların haklarının!! geri iade edilmesi,İmam hatip okullarının ve buna bağlı olarak öğrenci sayısının artırılması gibi tedbirlerin alınması gerekiyordu..

Takiben Türk toplumunun sindirilmesi,kürt devletinin kurulma çalışmalarının başlatılması,bunun için mevcut hükümeti yıpratmadan yazılı ve görsel basınla gerekli  konuların işlenmesi, köşe yazarlarının satın alınması,TV lerde açık oturumlarda konuların gündeme taşınması böylece Kürtlere haksızlık yapılıyorun ötesine geçilerek Kürt açılımı programının başlatılması gerektiği halkın kafasına işlenmesi çalışmaları ,Ergenekoncuların deşifre edilmeleri..Bunların hepsi başarıyla işlendi.Kim tarafından işlendi? Bir taraftan ABD ajanları,diğer taraftan dünya basınını CİA destekli kontrol altına alan ve istediği programları yayınlatan SOROS,öte yandan AB ülkelerinden Türkiyeyi çok seven.!!! Bazı kardeş ülkelerin ajanlarıyla bu işler kotarıldı..

Sindirilmiş insanlar,

Köleleştirilmiş beyinler,

Durmaksızın çalışan bölücü ajanlar,

Devreye sokulan sömürgeleştirme yöntemleri.,

Tek kurşun atmadan içerden kaleyi yıkma ve Türkiye’nin tasfiyesi,

Kendisiyle komşularıyla kavgalı bir Türkiyenin yaratılması çalışmaları başarıyla tamamlanmaya doğru gidiyor..

Türkiye’de çok enteresan bir zihniyet değişikliğine gidiliyor.Bu zihniyet 1920’lerde Osmanlı yıkılırken Amerikan ve İngiliz mandacılığını kabul eden zihniyetle, milleti bölen devletin milli ve manevi değerlerini kurallarını değiştiren zihniyet aynı zihniyettir.

Türkiyenin 7 bölgeye ayrılarak yönetilmesi gerekir diyen Kenan Evren  ile Türkiye Kürt federasyonunu  tartışmalıdır diyen Turgut Özal’ı konuşturan güçler bugün RTE ve ekibini konuşturmakta ve icraatlarını yaptırtmaktadırlar..ABD  sadece kendi çıkarlarını düşündüğünden Türkiyenin İslamiyetle yönetilmesi,ateist olması veya  Cumhuriyetle yönetilmesi çok umurunda değildir..Mevcut yönetim şekli ve Atatürk Cumhuriyeti ile yönetilmesi kendi çıkarlarını korutmayacağından ülkenin bölünmesi gerekir,hem de 3 değil 7 bölgeye bölünmesi düşüncesi böyle doğmuş ve Kenan Evren’e söylettirilmiştir.

Bugünkü yönetimin başı ve İktidardaki Siyasetçilerin bir kısmı Osmanlı hayali ile yanıp tutuşmaktadırlar.Öyleki  bunların başı “TC bir parantez, teferruattır, asli olan Osmanlıdır “ diye perde arkasında konuşan bu zati muhteremler,günü gelince TC nin gereksiz olduğunu ve İslam Cumhuriyetiyle yönetilen bir Osmanlıyı kurmak isteyeceklerdir..

Türk Milleti’ni etnik kimliğe bölmek isteyen zihniyetle, ahlakı, dürüstlüğü namuslu olmayı, hak ve adaleti bir tarafa bırakıp dini istismar eden,Müslümanları rencide eden çarpık zihniyet aynı zihniyettir.

Türkiye; 1920’lerin o eski karanlık ilişkilerine yeniden düşmüştür. Bir taraftan ekonomik yatırımların yoksunluğu,müteahhit develet anlayışı yönetimiyle devletin yönetilmesi,  diğer taraftan iktidar zihniyetinin halkını rakip, hatta iç düşman olarak görmesinin vermiş olduğu gerginlikler artarak sürmektedir.Kamplaşma ve halkın kin ve nefret duyguları körükleniyor..Birileri gürültü yaparak gerçekleri görmemizi engelliyor,bu yöntemle kendisinin yargılanmasını engelliyor..Bu gürültünün içine yandaşlar da karışmış,avazları çıktığı kadar bağırıyor ve gerçeklerin öğrenilmesini istemiyorlar,bazı tarikatçılar,650-700 Bin civarındaki İmam Hatipliler ve sayısını bilemediğim mezunları,95 bin Cami imamı ve bir o kadar da müezzini,yiyiciler,yutucular,TC düşmanları,Kurtuluş savaşında tokat yemiş eski dönek islamcılar ve onların çocukları,torunları hemen hepsi bu gürültünün içinde,aldıkları mevzileri kaybetmek istemiyorlar..Biliyorlarki bu iktidar giderse mevkilerini ve adamlıklarını kaybedecekler..O halde ölesiye mücadele ve ölesiye savunma gerekir..

İslamcı denilen din simsarları, her dönem nemalananlar  ve her devrin adamı olanlar ile sırt sırta vererek ekonomik güç devşirmişler ve zenginleşmişlerdir. Elini ovuşturarak tıpkı 3 lü kualisyon dönemindeki gibi bankaların içini boşaltanlar, devleti borçlandıranlar var.Bunlar bu işi İktidarın gücüyle,korkmadan pervasızca yapıyorlar,sanıyorlar ki iktidarkları hiç sona ermeyecek ve kendilerinden hesap sorulmayacak..Doğrusunu isterseniz yerel yönetimlerin icraatlarının geriye dönük incelenmmesini sağlayan yönetmelik ve kanunlarla yiyicilerin bir kısmını korumaya almış durumdalar..Ne kadar yediklerini kimse bilmiyor..Bilenler korkudan yazamıyor veya yazdırılmıyor ..RTE ın hala İBB başkanlığı döneminden bekleyen 15-16 dosyası var..

Vatandaşının bütün farklılıklarından, dilinden, dinlediği türküden, mezhebinden, meşrebinden korkan bir devlet anlayışını elemek, vatandaşını bütün bu farklılıklarını bir zenginlik olarak gören, bütün bunların önünü açmaya yönelmiş bir devlet ve zihniyet anlayışı yeniden ortaya konulması kaçınılmazdır.

Türk Milleti, işbirlikçi, kanı bozuk, kimliği kişiliği bozuk tiplerin kirli oyununu bozacaktır.

Türk Milleti, milli iradeye sahip olduğu sürece bizler de bilimsel irade olarak doğruları gerçekleri yazacağız, anlatacağız.Bugün bizi 3 kişi okur ve hak verir,yarın 10 kişi,bir ay sonra 1000 kişi, bir yıl sonra ise 100.000 kişi olur,yeter ki doğrular üzerinden doğrucu olarak yürüyelim..

Türkiye geriye doğru değil, ileriye doğru gidecektir.

Doğruları konuşmak, anlatmak, savunmak, uygulamak  aydın olmaktır,insan olmaktır.

Ülkemiz ve Milletimiz için önemli olan konuları masaya yatırıp incelemek ve halkı aydınlatmak bizim görevimiz olacaktır..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir