Değişim ve Bilim

Dünyada canlı ve cansız varlıklarda hızlı bir değişim yaşanması doğaldır… Tabiat afetleriyle doğal yapının değişimi veya insanoğlunun yapılandırma ve üretme gayesiyle cansız varlıklarda bir değişim mutlaka yaşanır… Canlı varlıklarda değişim genetik yapıdaki bozulmalar, kromozomlardaki translokasyonlar sonucu fiziki yapıda değişim olabileceği gibi düşünce ve muhakeme kabiliyetinde de değişiklikler olabilecektir. Kalıtımın etkisi olmaksızın insan düşüncelerinde olabilecek olan değişiklikler, bilgi birikimleri ve zaman faktörüyle yön bulacaktır. Gençliğinde sağ görüşlü olan birinin olgunluk ve yaşlılık çağında sol görüşlü olması doğaldır veya bunun terside doğrudur. Yani sol görüşlü bir kişinin ileride sağcı veya kapitalist olması da normaldir… Fikir ve düşünceler eğitim ve öğretim seviyesiyle değişebilir…


Vücuttaki testesteron, östorojen gibi salgıların seviyesiyle, ekonomik gücün etkisiylede fikirler ve düşünceler değişebilmektedir… 21. Yüzyılda özellikle görsel basın ve bilgisayarlar devri başladıktan sonra konuşmadan fikir beyan etmeden olayları sanal alemde takip etme devri başlamıştır. İçine kapanık bir toplum oluşumu dünyayı geriye doğru itiyor… Depresif, konuşmayan, birbirini sevmeyen bir toplum psikososyal hastalıklara ve sorunlara gebedir… Kulakta cep telefonu, gözler televizyonda okumadan bilgi sahibi olan, ülkenin sorunlarını çözmek isteyen bir toplumun nelere gebe olduğunu hiç düşündünüz mü?… Böyle bir toplum çok şey bildiğini zannedenler ve sorunları çözebileceğini düşünenler aldanıyorlar. Altyapısı olmadan kazanılan kalıp-ezbere bilgilerle, fikir ve düşüncelerle doğru çözüm üretemezsiniz. Başka ülkelerin teknolojisine, bilim adamına ihtiyacınız olur. İyi bir bilim adamı; bölümündeki konuları en detayına kadar okuyan, bilen, tartışan bulduklarını uluslar arası literatüre sunan; hipotez ve teoriler geliştiren kişidir. Dünya toplumlarına hizmet sunan elektrik, uçak, buharlı ve modern gemiler, trenler, televizyonlar, bilgisayarlar böyle bulunmuştur. Çok okuyan ve herkesin fikir-düşüncesinden yararlanan Aristo, Hipokrat, İbni Sina, Farabi, Konfiçyüs, Arşimed, Einstein, Edison, Clement Adler gibi düşünürler ve bilim adamları dünya insanlığına büyük katkılar yapmışlardır. Felsefenin babası kabul edilen Yunanlı ünlü düşünür Aristonun insanlığın manevi yapısına sunduğu hizmetleri kimse yadsıyamaz. Tıp bilimine önemli katkıları olan İbni Sina, Farabi ve Hipokrat aynı zamanda birer düşünürdüler. Elektriği bulan Edison, Matematikte önemli formüller bulan Arşimed, foton adlı maddenin varlığı ve Kuantum kuramının kökenini bulan Albert Einstein ve ilk motorlu uçağı uçuran Clement Adler tüm dünya insanlığına çok önemli katkılar yapan bilim adamlarıydılar. Onlar birilerinin fikirleri-düşünceleriyle yola çıkmadılar. Onlar farklı fikir-düşünceleri okuyarak kendi fikir-düşünceleriyle harmanlayarak olgunlaştılar. Hiçbir zaman benim şıhım, benim cemaat liderim bilir demediler. Unutmayalım ki birilerinin fikir ve düşünceleriyle birilerinin adamı, marabası olunur. Kendi fikir ve düşünceleriyle topluma mal olunur. Bilim adamı olunur… İkisi arasında nasıl bir fark olduğunu gördünüz değil mi?

 

Biat etmek, olduğu gibi kabuletmek Cenab-ı Allah’a, Kuran-ı Kerime ve peygambere olmalıdır. İnanan insanlariçin bu düşünce değişmemelidir, değişemezde… Yukarıda belirttiğimiz tabiat olaylarının oluşumu, canlı ve cansız varlıkların değişimi, fenotip ve genotipteki farklılıkları, dünyadaki sabit dengeyi, dünya, ay, güneş ve yıldızlar sistemini uyumlu devinimleri ancak böyle izah edilebilir. Bu ve buna benzer olaylar dışında biat etmek teslim olmak yanlıştır. Hele hele senin benim gibi olan insanlara biat etmek çok anlamsızdır… Toplumdaki önemli simalara saygı duyulur, onlar örnek alınır, onlara tapılmaz. Maalesef toplumumuzda birsürü bu anlamada öne çıkarılmış insan vardır. Hak etmediği halde şeyh ilan edilmiştir, cemaat lideri olmuştur onların fikir ve düşüncelerine mutlak itaat etmek, biat etmek gerekir. Onların fikir-düşünceleri, dünya görüşleri ekonomik ve siyasi yapıları eleştirilemez. 72 milyonluk Türkiye’nin %5-8’i tarikatlarla, %20-30’u cemaatlerle ilişkilidir. %70-75’i muhafazakâr olan bir ülkenin %10-15’iislamiyetten taviz vermeyen, İslam nizamıyla yani şeriatla yaşamak isteyenlerden oluşmuştur.

Dünyada mevcut olan tüm canlı ve cansız varlıklarda değişim kaçınılmazdır. Evreni yaratan güç bunu böyle istemiştir. Dünyada insanlığın yararına olan değişimleri sağlayan bilim adamlarına ve düşünürlere binlerce teşekkürler… Onların sayesinde cenabı hakkın bizlere bahşettiği nimetlerin farkında oluyoruz; yaşadığımızı anlıyoruz. Şifa bekleyen hastaların acılarını onların sayesinde dindiriyoruz. Onların sayesinde ısınıyor, onların sayesinde ışığı görüyoruz, onların sayesinde uçuyoruz. Bu sayede onlarda Allah’a karşıolan ibadetlerini yapmış oluyorlar. Biz inanıyoruz ki onlar Allah’ın izniyle öbür dünyada cennette olacaklardır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir