16.12.2014
Son günlerin moda kelime ve cümleleri vardır ,
“Ben tarafsızım”
“İdeolojik konularla uğraşmam”
“Siyasetle ilgilenmem”
“Politikadan ve politikacılardan nefret ederim”
“Siyaset benim ilgi alanımın dışındadır”
“Bana mı veya sana mı kaldı dünyayı düzeltmek”
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın”
“Oğlum derdin ne,paranı kazanmana bak”
“ABD istemedikten sonra hiç bir şey olmaz”
“Korkmayın bu devlet güçlü devlettir,ona bir şey olmaz”
Bu konuşmaları sık sık duyarız…
Ne kadar kolay ve basit bir bakış açısı değil mi?
Düşünün bir bakalım;İnsan taraf olmalı mı ,taraf olacaksa ne için taraf olmalı?
Ailemiz ,çoluk çocuğumuz için ,ülkemiz için,toplumun mutluluğu için,insanlık için, ilahi adalet için taraf olmak zorunda değil miyiz?Hainler,bölücüler iş birlikçiler ülkemizi bölerken ben tarafsızım diyebilir misiniz? Hakkı gasp edilen mazlumun yanında yer almamak,ondan taraf olmamak görmemezlikten gelmek veya hakkını yiyenin yanında yer almak hangi kitaba ,hangi insanlığa sığar..
Toplum içerisinde yaşayan bir kimse asla tarafsız olamaz. “Ben tarafsızım” diyen bir kimse bile aslında taraf tutmaktadır… O, sessiz ve tepkisiz kalarak, namussuzları görmezden gelerek, sömürü çarkının soygunculardan, talancılardan tarafa dönmesine neden olmaz mı?
Zaten “Tarafsızlık”, “Tarafsız kalma” eylemi ve düşüncesi insanın tabiatına da aykırıdır. Çünkü insan bir kitap, bir giysi, bir eşya, bir arkadaş, bir sevgili seçerken bile taraf tutmaktadır… Kendi dünya görüşüne, kültürüne, beğenisine uygun seçimler yapmaktadır. Çünkü hayat, insana her zaman “Seçme, beğenme, tercih etme zorunluluğu” getirmiştir…
Yukarıda sözünü ettiğimiz kelime ve cümleleri kullananlar ya bu düzenin değişmesini istemeyen menfaatçilerdir,ya da “ bu dünya, haksızlık, hukuksuzluk temelinde ve güçlülerden yana kurulmuştur, yaşam böyle gelmiş, böyle gider” düşüncesinde olan sistemin düzeleceğine inanmayanlardır.Onlara göre bu düzen değişmez… Değiştirilemez., zalimlerle ve egemenlerle mücadele etmek boşuna bir çabadır… Akıntıya kürek çekmektir… Boşuna zaman harcamaktır…
Oysa politika yapmayı,siyasetle uğraşmayı istemeyenler bilmelidirler ki ülke yönetimini,halkın idaresini bir başkasına devretmeyi peşinen kabullenmiş kişilerdir. Gerçi, “Politikadan ve politikacılardan nefret ederim…” diyenlere de bazen hak vermiyor değilim… Çünkü bazı çirkin politikacılar, pislikleri, yalanları – dolanları, ihanetleri ile bu ülke insanını canından bezdirdiler. Politikadan soğuttular… Politikacılara olan güveni sarstılar..Ama pes etmeden doğru ve dürüst politikanın nasıl yapılabileceğini göstermek zorundayız..Politika, diğer bir adıyla siyasetin amacı ;Ülke yönetimine talep olma,ülke ve toplumun sorunlarını çözme,ülke yönetimi için plan ve programlar yapmaktır.Bunun aksine politikayı rant kapısı olarak görenler,midelerinden siyasete bağlı olanların amacı ise nemalanmaktır.Maalesef bu gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde daha çok olmaktadır.
Politikayı sevmeyen,apolitik insanlar veya politikayı sevip de menfaat gereği politika ve siyasetle uğraşmadığını söyleyenlerin TV larda yerli ve yabancı dizileri kaçırmamalarını,Biri bizi gözetliyor,Survivor,Şanslı masa,Bana her şey yakışıyor,yemekteyiz,evlenme-izdivaç programları,yarışmaları seyretmelerini öneriyoruz.. “Türkiye bölünürken siz ne yapıyordunuz sorusuna, biz o zaman dizi ve yarışmaları izliyor, yarışmacılarla birlikte ekran başında göbek atıyorduk…” diye yanıt verirsiniz…
“Taraf olma”yı birileri ABD den ,AB den yana olma olarak da algılayabilir,Unutmayın ki Osmanlı parçalanırken ABD ve İngiliz mandacılığı,tarfgirliği vardı.Şimdilerde bazı akıllı,kendini zeki ve bulunmaz hint kumaşı sanan bazı satılmış kalemler,soytarılar “ABD istemeden bu ülkede hiç bir şey olmaz” diyebiliyorlar..Ama asla “Ey halkım dik dur,emperyalizme geçit verme,bunu örneklerini daha önce Kübada,Venezuellada,Brezilya ve Arjantinde gördük..Şimdilerde ise Suriye ve İranda yaşıyoruz.Bu dünya şeytanına dur de,geçit verme,halkından ve ülkenden yana taraf ol.”demiyorlar.Korkutulmuş,sindirilmiş halkımızın çoğunluğu her şeyin ABD den veya Allahtan olduğuna inanıyorlar.
“Bu devlet güçlü devlettir,ona bir şey olmaz “ diyenler;600 sene hüküm sürmüş Osmanlı İmparatorluğu da güçlü birdevletti.Ama bu güçlü devlet kendi hataları ve daha önemlisi içindeki hainleri ve iş birlikçileriyle çöküverdi..Tarihi anıları kaldı..Bilimde ve araştırmalarda yoktu,medreseleri,camileri,hanları,hamamları ve çeşmeleriyle anılır oldu.
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen ekabirler,seccademi serecek bir yerim olsun yeter diyenler,
Zaman gelecek, dokunulmayan yılan, ejderha olacak, kendisine dokunmayanı yutacaktır…
O kâbus günleri gelmeden, egemen güçler bizi “bertaraf” etmeden, “Taraf” olalım.
Hakkın, hukukun, ezilenin, sömürülenin tarafında olalım…
Emperyalizm ve uşaklarına karşı Türkiye’nin tarafında olalım.
Vatansızlara karşı vatanın, vatanseverlerin tarafında olalım…
Faşizme karşı demokrasiye, mandacılığa karşı tam bağımsızlığa taraf olalım..
Bölücülere karşı ülkemiz için taraf olalım,
Allah için,ilahi adalet için,mazlum için taraf olalım…
Not;Ali Alp’in makalesinden bir kaç cümle alıntıdır,kendisine teşekkür ediyorum