09.11.2014
Ülkemize en büyük tehdit ABD ve PKK dan gelmektedir,
ABD ve batı ülkemizde öyle bir örgütlenmiş ki Kukla Kürdistanı kurduracak ve İsrailin önü açılmış olacak,
Bu konudan asla taviz vermiyorlar,
Ortadoğu’ya Amerika ve Avrupa’nın geri dönüşü, yarım bıraktıkları hesapları tamamlamak içindir.
Bizler istediğimiz kadar Amerika bizim müttefikimiz diyelim,
Satılmış aydınlarımız ve basınımızın silahşörleri istedikleri kadar Batı ve Amerika olmazsa yaşayamayız desinler,
Siyasi iktidar ve partilerimiz istediği kadar Amerikansız olmaz desinler,
Amerika bölgeye gelmiş,hain planını kurmuş pervasızca “ sizi böleceğim” diyor.
Ülke kalleş ve sinsi bir savaşın içine sokulmuş, yıllardır uğraşıyoruz, binlerce canımız gitti,
Şimdiyse, Amerika ile Güneyde ve Güneydoğuda cephe cepheye gelmiş durumdayız.
PKK yı besleyenler, Birleşik Kürdistanın Türkiye ayağını sağlam tutmak isteyenler devlet admalarımızı görevlendirmişler.. Dün ve bugün bizleri yönetenler ABD isteği ile bölünme sürecini başlatmışlardır. Özal’ın söylemleri ile Tayyip beyin icraatlarını incelerseniz ne demek istediğimizi anlarsınız.
Karayılan Türkiye’yi Amerika’ya şikâyet ediyor;
Türkiye bizim(PKK) Akdeniz’e açılmamıza mani oluyor.
Birleşik Kukla Kürdistanı kurmuşlar ve devlet olmuşlar da, Akdeniz’e genişlemeye sıra gelmiş!!!
PKK ve bölücülük propagandasının ülkemizde ne kadar doğallaştığına bakın ki, bu haber ülkeyi yönetenlerce görmemezlikten geliniyor.
Hal böyle olunca da Türk halkı normal bir süreçmiş gibi ses çıkarmıyor,
Muhalefetin önemli bir bölümü zaten bölünme konusunda ABD ile hemfikir olduğundan ses çıkarmıyor. PKK’nın yapıp ettikleri doğal bir süreçmiş gibi algılanıyor.
Türkiye PKK ve Amerika ile hesaplaşmadan, bölünmeyi durduramaz.
Kandilden Karayılan, Açılım Görüşmelerinde, Amerika’nın gözcü, gözlemci olma istediğini resmen belirtti.
Eşref Bitlisi öldürenler ve PKK ya havadan yardım atan ABD kurmaylarının gözcü olmasını istiyorlar,
PKK, Türk Silahlı Kuvvetlerinin’nın baskıları sonunda açılım sürecinin duracağını hissetmiş durumda.
Açılım adı altında siyaset yapamazlarsa, sonunda terör de yapamayacaklarını biliyorlar
Şu bir gerçek ki; terörün arkasında, terörü besleyen siyaset olmazsa, mücadele olmaz.
Adam öldürüyorlar,devletin malını tahrip ediyorlar ve buna demokrasi diyorlar.
Biz de çok iyi biliyoruz ki, emperyalizmin ölümcül silahı demokrasidir.. ABD bir ülkeye demeokrasi getireceğini söylüyorsa bilin ki o ülkede kan var,yokluk var,sömürü var..
Bunlara anladıkları dilden konuşacaksın, şiddete karşı şiddetin ucunu göstereceksin,
İşte o zaman hemen siyasetle bu işi yapalım,kan dökülmesin noktasına gelirler.Aşılım sürecinden bahsetmeye başlarlar..
Görüşmeler de, Amerika’nın koordinatörlüğünde olsun istiyorlar.
Yani Amerikan himayesinde bölünme siyaseti, bölme görüşmeleri…
Geldik mi gerçek düşmanla karşı karşıya…
Zaten PKK, Amerika’nın Türkiye’yi istikrarsızlaştırma aracıdır.
Amerika ile hesaplaşmanın en önemli unsuru PKK ile hesaplaşmaktır.
Amerikan tehditlerini ortadan kaldırmanın şimdilik tek yolu budur.
Ülkemizin bölünmesini önlemek ve Türk halkının huzura kavuşmasını istiyorsak, bu bedeli ödemek zorundayız.
Bu hesaplaşma olmadan Türkiye Cumhuriyeti varlığını sürdüremez. Bu sadece, şu bölge veya öteki bölge meselesi değildir. Türkiye’nin var olup olmama meselesidir.
Önce PKK ile hesaplaşmalı, buna eşzamanlı olarak, Amerika’nın asıl tehdidine karşı, bölge ülkeleri ile ittifakları geliştirmektir.
PKK’nın ille de, Amerika gözlemci olsun dediği bir noktada, ille de Açılım demek; Amerika ile masaya oturacağım ve ülkenin bölünmesini konuşacağım demektir.
Siyasi iktidar, TSK’nın tüm uyarılarına rağmen, aklını başına almak istemiyor.
Eğer ülke kendisini bir avuç teröre karşı savunamazsa, konuya, emperyalist güçlerin müdahil olma fırsatı doğmaktadır.
Böyle bir durumda ve zamanda, Türk ordusu, ani ve hızlı bir hareketle, terörün üstüne acımasızca gitmek zorundadır.
Aksi düşünce ve politikalar ülkemizin 5-6 bin kişilik terör örgütüne teslim edilmesi demektir.
PKK’nın siyaseti, daha doğrusu, Amerika’nın istekleri ki, ona siyasi istek denir. Masaya oturduğunuzda, jandarmanın genel müdürlük olması olarak karşınıza çıkacaktır.
Artık şiddete karşı şiddetten başka yolun olmadığını, Amerika ve PKK bize öğretti.
Düşmanımız ABD’ye yardıma devam ediyoruz. Tıpkı Irak’ın işgalinde, Meclisten olumsuz karar çıkmasına karşın, ABD’ye her türlü yardımı yaptığımız gibi…
Suriye’ye İncirlik Hava Üssünden, İnsansız hava araçları gidip geliyor.
Kobaniye(Ayn el Arap’a) PKK’lılar gidip geliyor,lojistik bizden.
Peşmerge giriyor çıkıyor.
Sınırımız hangi devlete ve kime ait karma karışık.
Muhalefet ise aciz durumda,kendi içinde ki tartışmalarla uğraşıyor.
Türk ordusunu Ayn el Arap’a(Kobaniye) sokalım, ABD’ye, yani düşmanımıza daha iyi yardım ve yataklık yapalım diyor.
Daha kestirmeden söylersek; Amerikancılık yapıyor.
Günümüzde, Amerikancılık yapmak, PKK destekçisi olmak demektir.
MHP sert demeçler veriyor fakat,eylem yok,etki yok.Sn Bahçeli artık bunun laf ebeliği ile yürümeyeceğini bilmeli..
Önemli gördüğüm için ikinci kez vurgulamak istiyorum,Unutmayın
Amerika ile hesaplaşmanın en önemli unsuru PKK ile hesaplaşmaktır.
Amerikan tehditlerini bertaraf etmenin şimdilik tek yolu budur.
Türk halkı düzlüğe ve huzura çıkacaksa, bu bedeli ödemek zorundadır.