Evet – Hayır Anayasa referandum oylamasında göze batan bazı tesbitler:Oylamadan sonra yazılmıştır.
- Oylamaya söz konusu olan Anayasa değişikliği bu ülkenin iktidar partisinin isteği ve direktifleri ile gündeme getirilmiştir.
- Muhalefetin sesi dinlenir gibi yapılmış ama dinlenmemiş ,3 gün mühlet verilerek katılıp katılmayacakları sorulmuştur.(MHP ülkenin bölünmesine yol açacağı için baştan beri tavır koyarak görüşmeleri ret etmiştir)
- R. Tayyip Erdoğan, danışmanları ve gündem değişikliği yapan ekibi son derece başarılı olmuştur.Bunda devlet imkanlarının kullanılarak , bir kısım basını korkutarak ,cemaatler ve din adamlarından yararlanarak,para,kömür ve yiyecek yardımı yaparak da etkili olmuştur.Başbakan hitap gücünü kullanarak,duygusal anları tekrar yaşatarak ülkücüleri,MHP lileri,solcuları,sanatçıları da etkilemiştir.
- Muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu kendine “Hayırı” olmayan,Devlet Bahçelide yatağa uzanmış lider konumuna düşmüşlerdir.
- Anayasa referandum oylaması AK Parti’nin güven oylamasına dönüşmüştür. AK Parti güçlenerek bir daha seçimi kazanma şansını elde etmiştir.
- R. Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı veya başkanlık sisteminin önü açılmıştır.
- R. Tayyip Erdoğan ve ekibinin ileride olası bir yargılanma durumunda HSYK ve Anayasa mahkemesinde işi kolaylaşmıştır.Ama antidemokratik bir yargılama sisteminin önü maalesef açılmıştır.HSYK nın çoğunluğu AK Parti ve Cemaat tarafından ele geçirilmiş ve böylece Yargılama sisteminde iktidar partisi ve Cemaat ipleri eline almıştır..Bu hayra alamet değildir,umarım ileride kendi içlerinde bazı sorunlar yaşamazlar.
- HSYK ve yüksek yargıda eski bakanlardan Sn. Mehmet Moğoltay ve Sn. Seyfi Oktay’ın etkinliği yok edilmiş, sol ve alevi kadrolaşmanın yerini başka güçler almıştır(İmamhatipliler ve Cemaatler yargıda kadrolaşma imkanlarını artırmışlardır.)
- Etnik gruplar ve PKK yandaşları için bir kazanım olmuştur.
- ABD ve AB ülkelerinin Türkiye üzerinde yaptırım gücü artmıştır.
- Cemaatler ve bazı dini çevreler 2. Bayramı yapmışlardır.
- Askerlerin hegemonyası, hesap vermezliği sona erdirilmiştir.
- Baş örtüsünün önü açılmıştır.
- Görünürde memurlara sendikal haklar tanınmış ama haklarını belirleyecek bir denetleme kuruluna bağlanmışlardır. Bu kurulla anlaşamazlarsa itiraz etme, grev yapma veya mahkemeye baş vurma hakları ellerinden alınmıştır.
- Devlet memurlarının veya halkın memurları şikayeti bir üst kurul tarafından incelenecek bu kurul RTÜK gibi belirlenecek,yani iktidar partisi bu kurula hakim olacak. Yandaşlar şikayet edilince sümen altı yapılacak. Bunun adı da hakkaniyet ve demokrasi olacak.
- Askeri dikta rejiminden ve darbelerden kurtulduk. Yaşasın!!! Ama yeni sivil dikta rejim hayırlı olsun.
Bu ülkede askeriyenin darbe yapması veya ültümatom vermesi ülkenin ayıbıydı. Bu 30 – 40 sene önce çözülmeliydi. Baş örtüsü ile 20 yıldır uğraşıyoruz. Hala çözemediysek bu yine bu ülkenin ve siyasilerin ayıbıdır.Baldırı çıplakların ve dansözlerin okumasına izin verdik ama başını örtenlere irtica dedik ve korktuk-korkuttuk… Bu ülkede taraflı yargı vardıysa bu da siyasilerin ayıbıdır. Şimdi sivil diktaya gidiş varsa bu hem siyasilerin hem de halkın ayıbıdır, suçudur. Koyunları güden bir çoban mutlaka vardır. Önemli olan koyun olmayı tercih etmemektir. Araştırmak okumak, neye oy vereceğini bilmektir… Bilmezsen veya bilmek istemezsen bilir gibi bilgiçlik taslarsan işin bitiktir senin…